Yörük/Türkmen kültürüne mensup köyümüzde; araları 300 metre mesafe olan iki adet mezarlık bulunmaktadır. Kadim geleneklerimizde ağaca atfedilen kutsallık bu mezarlıkta da karşımıza çıkmakta olup insanımız tarafından 'Çam Mezarlığı' (40 Dönüm) ve 'Gabaç mezarlığı' (24 Dönüm) olarak adlandırılmıştır. İki mezarlıkta da köylümüze ait sülale mezar yerleri bellidir. Gabaç mezarlığının ise farklı bir özelliği vardır. Kesin tarihini tespit edemediğimiz mezarlıklardan Gabaç Mezarlığının ön cephe giriş kısmına yediden yetmişe köylülerimiz ince bir nezâket göstererek "Misafir Mezarlığı" ismini koymuşlar. Kültürümüzde, misafire verilen önemin, hayatın her aşamasında devam ettiğini gösteren bir olgudur bu. Peki kimler var bu misafir mezarlığına defnedilenler? (yer, mevki, sülale isimleri bizde kalmak kaydıyla) bir kaç örnek verelim;
-Yabandan bir köyde bir adamın kızı dermansız bir hastalığa yakalanıyor. Bu dertli adama bilenler tarafından "Oydas Köyüne git o köyde alim bir hoca var kızına şifa olur" diye telkinde bulunuluyor. Biçare olan dertli adam kızını köyümüze getiriyor fakat hastalığı ilerleyen kızımızın ömrü vefa etmeyip, köyümüzde vefat ediyor. Köyümüzde bulunan ve civar köylülerce de itibar gören Hocamız kızın babasına; Kızının toprağının bu köyde olduğunu ve bu köye gömmesini teklif eder. Adam da bu teklifi kabul ederek Misafir Mezarlığına gömerler. Vefat kızın sevdiği de bunu haber alır ve hemen hemen her gün köyümüze sevdiği kızın mezarına ziyarete gelip dua eder, uzun yol kateden bu gencin haline köylülerimiz çok üzülür ve her gün uzun yoldan gelip gittiğini, kendini harap ettiğini söylerler ve "ey oğul o artık bize emanet, bizim kızımız, bizim misafirimiz.. var git yoluna kendi köyünde dua et kendini harap etme" diye telkinde bulunurlar.
Dedikleri gibi o artık bizim misafirimizdir ve Gabaç Mezarlığı Misafir kısmında dualarımızla ağırlanmaktadır.
-Yine ismi meçhul bir köyden bir adam gelir, köyümüzde iş tutar. Çobanlık yapar. Çalışırken amansız bir hastalık sonucu vefat eder ve yine köyümüzde bulunan Gabaç Mezarlığında Misafir Kısmına defnedilir.
-Şehr-i Hüdavendigârdan gelip memleketi Kütahya'ya giden bir yolcu, köyümüz yakınlarında vefat eder. Köylülerimiz misafir olarak bağrına basarlar ve yine Gabaç mezarlığı Misafir Kısmına defnederler.
-Çok eskiden, savaşta yaralanıp köyümüzden geçerken vefat eden ve şehit olan bir askerimizin yine Gabaç Mezarlığı Misafir Kısmına defnedildiği söylenir..
Gabaç Mezarlığı Misafir Kısmında bu şekilde hikayesini bildiğimiz ya da bilmediğimiz otuza yakın misafir mezarımız bulunmaktadır. Başka yerlerde olduğu gibi; "Kimsesizler Mezarlığı" ya da "Yetim/Öksüz Mezarlığı" demek yerine "Misafir Mezarlığı" diyerek nezaketen saygısını gösteren ve bu inceliklerine hayran olduğumuz dağ yöresinde yaşanılan Türk Kültürü o kadar güzel, o kadar anlamlı ki, yaşadığımız güncel sıkıntıları görünce ister istemez bu tür güzel örnekleri dile getirmek icap ediyor.
Zengin ya da fakir olduğunuzu sorgulamadan, maddi - manevi bir çıkarımız olmadan, ama hayattayken kendiniz ama kaybettiğiniz bir yakınınız...
Buyurun gelin, misafirimiz olun! Kapımız her zaman herkese açık!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Emre Kahraman
OYDAS KÖYÜ MİSAFİR MEZARLIĞI
OYDAS KÖYÜ MİSAFİR MEZARLIĞI
Yörük/Türkmen kültürüne mensup köyümüzde; araları 300 metre mesafe olan iki adet mezarlık bulunmaktadır. Kadim geleneklerimizde ağaca atfedilen kutsallık bu mezarlıkta da karşımıza çıkmakta olup insanımız tarafından 'Çam Mezarlığı' (40 Dönüm) ve 'Gabaç mezarlığı' (24 Dönüm) olarak adlandırılmıştır.
İki mezarlıkta da köylümüze ait sülale mezar yerleri bellidir. Gabaç mezarlığının ise farklı bir özelliği vardır.
Kesin tarihini tespit edemediğimiz mezarlıklardan Gabaç Mezarlığının ön cephe giriş kısmına yediden yetmişe köylülerimiz ince bir nezâket göstererek "Misafir Mezarlığı" ismini koymuşlar. Kültürümüzde, misafire verilen önemin, hayatın her aşamasında devam ettiğini gösteren bir olgudur bu. Peki kimler var bu misafir mezarlığına defnedilenler? (yer, mevki, sülale isimleri bizde kalmak kaydıyla) bir kaç örnek verelim;
-Yabandan bir köyde bir adamın kızı dermansız bir hastalığa yakalanıyor. Bu dertli adama bilenler tarafından "Oydas Köyüne git o köyde alim bir hoca var kızına şifa olur" diye telkinde bulunuluyor. Biçare olan dertli adam kızını köyümüze getiriyor fakat hastalığı ilerleyen kızımızın ömrü vefa etmeyip, köyümüzde vefat ediyor. Köyümüzde bulunan ve civar köylülerce de itibar gören Hocamız kızın babasına; Kızının toprağının bu köyde olduğunu ve bu köye gömmesini teklif eder. Adam da bu teklifi kabul ederek Misafir Mezarlığına gömerler. Vefat kızın sevdiği de bunu haber alır ve hemen hemen her gün köyümüze sevdiği kızın mezarına ziyarete gelip dua eder, uzun yol kateden bu gencin haline köylülerimiz çok üzülür ve her gün uzun yoldan gelip gittiğini, kendini harap ettiğini söylerler ve "ey oğul o artık bize emanet, bizim kızımız, bizim misafirimiz.. var git yoluna kendi köyünde dua et kendini harap etme" diye telkinde bulunurlar.
Dedikleri gibi o artık bizim misafirimizdir ve Gabaç Mezarlığı Misafir kısmında dualarımızla ağırlanmaktadır.
-Yine ismi meçhul bir köyden bir adam gelir, köyümüzde iş tutar. Çobanlık yapar.
Çalışırken amansız bir hastalık sonucu vefat eder ve yine köyümüzde bulunan Gabaç Mezarlığında Misafir Kısmına defnedilir.
-Şehr-i Hüdavendigârdan gelip memleketi Kütahya'ya giden bir yolcu, köyümüz yakınlarında vefat eder. Köylülerimiz misafir olarak bağrına basarlar ve yine Gabaç mezarlığı Misafir Kısmına defnederler.
-Çok eskiden, savaşta yaralanıp köyümüzden geçerken vefat eden ve şehit olan bir askerimizin yine Gabaç Mezarlığı Misafir Kısmına defnedildiği söylenir..
Gabaç Mezarlığı Misafir Kısmında bu şekilde hikayesini bildiğimiz ya da bilmediğimiz otuza yakın misafir mezarımız bulunmaktadır.
Başka yerlerde olduğu gibi; "Kimsesizler Mezarlığı" ya da "Yetim/Öksüz Mezarlığı" demek yerine "Misafir Mezarlığı" diyerek nezaketen saygısını gösteren ve bu inceliklerine hayran olduğumuz dağ yöresinde yaşanılan Türk Kültürü o kadar güzel, o kadar anlamlı ki, yaşadığımız güncel sıkıntıları görünce ister istemez bu tür güzel örnekleri dile getirmek icap ediyor.
Zengin ya da fakir olduğunuzu sorgulamadan, maddi - manevi bir çıkarımız olmadan, ama hayattayken kendiniz ama kaybettiğiniz bir yakınınız...
Buyurun gelin, misafirimiz olun!
Kapımız her zaman herkese açık!